Otuz Milyon Kelime

Bilimsel çalışmalara dayalı kitaplar daha çok ilgimi çekiyor sanki. Çok ciddi emek oluyor bu tür kitaplarda. Sorun analizi yapılıyor önce, sonra bugüne kadar bu konular üzerine ne tür çalışmalar yapıldığı araştırılıyor, araştırma sonuçlarına yer veriliyor ve son olarak da kendi tezleri, araştırmaları yer alıyor. "Otuz milyon kelime" kitabı da, bilimsel araştırmaların, sonuçların detaylı anlatımla okuyucularla buluştuğu bir kitap. Amerikalı bir Pediatrik Koklear İmplant Cerrahı kaleme almış kitabı.

Doktor doğuştan duyma yeteneği olmayan bebeklerde yaptığı Koklear İmplant ameliyatı sonrasında çocukları ileri yaşlara kadar takip ediyor. Akademik başarının, dil gelişiminin hepsinde aynı düzeyde olmadığını gözlemliyor. Özellikle takip ettiği iki çocukta bu bariz gelişim farklılığını görünce bunun nedenini araştırmaya başlıyor. Değerli psikologların çalışmalarında, araştırmalarında, görüşlerinde buluyor cevabı ve sonrasında kendisi bir proje geliştiriyor. “Erken çocukluk dönemi” dil gelişimi üzerine “otuz milyon kelime.”

 Kitabı okurken her bir başlığı bir makale olarak yayınlamak istedim web sayfamızda. O kadar değerli bilgiler var ki, o kadar değerli örnekler. “Alıp hayatınıza uyarlayın” diyor resmen yazar, çocuğunuzun yaşına bakmadan. 

 İnsan beyninin gelişimi için en önemli yılların doğumla üç yaş arasındaki dönem olduğunu, dört yaş mumu üflediğimiz anda beyin gelişiminin bittiği anlamına gelmediğini ama bu üç yılın kritik olduğunu belirtiyor. Erken çocukluk dönemi (0-3 yaş) dil gelişiminin, çocuğun ileriki yaşlardaki akademik başarısını nasıl etkilediğini, bu dönemde bebeğimizle yapmamız gereken konuşmalara örneklerle yer veriyor. Bu kapsamda “Otuz Milyon Kelime” projesini geliştiriyor, hanelerde uyguluyor ve sonuçlarını anlatıyor.

Kitapta 3 ana unsur dikkat çekiyor “kavrayın”, “konuşun” ve “karşılıklı yapın” kısaca 3K.

Kavrayın: Ebeveynin bebeğin veya küçük çocuğun neye odaklandığını anlaması için bilinçli bir çaba göstermesi ve uygun zaman geldiğinde bununla ilgili çocukla konuşmasıdır, kısaca.

Konuşun: Harika bir örnekle somutlaştırmış bu başlığı yazar.

“Beyni bir kumbara olarak düşünün. İçeri attığınız her şey küçük paralar olursa kumbara dolu bile olsa buparanın bırakın tıp fakültesini kolej ücretini ödemede bile çok faydası olmaz. Aynı şekilde bebeğin beynine koyduğunuz kelimeler sadece değersiz kelimeler olursa bunlar da koleje gitmesini sağlamaz. Öte yandan her gün son derece farklı kelime dağarcığını kullanırsanız beyin gerçekten zengin olur ve çocuk gelecekte kendi üniversite masraflarını ödeyebilir.”

Kitaptan bir de çocuğunuzla yapılması gereken konuşma örneği verecek olursak;

Çantasında anahtarı arayan ve yanında çocuğu olan bir annenin çocuğuyla olan diyaloğunda:

“Annenin çantasını aldın.”

“Çanta çok ağır.”

“İçine bakmalı mıyız?”. Anahtarlarla gidip kapıyı açalım.

“Ağzına alma lütfen. Anahtarları çiğnemiyoruz. Onlar yiyecek değil.”

“Anahtarlarla kamyonetini mi açmaya çalışıyorsun?”

“Hadi. Anahtarlarla gidip kapıyı açalım.”

Karşılıklı Yapın: Çocukla karşılıklı bir sohbet yapmamız anlamındadır. 3K içinde ene değerli olanı, karşılıklı etkileşimin etkili olması için ebeveyn ve çocuk arasında aktif bir katılım olması gerektiğinden bahsediyor.

Konu başlıklarına yer vermek istiyorum birazda:

Gerçek farklılıklar, IQ, Kelime,Dil işleme hızı, öğrenme yeteneği, başarma yeteneği, potansiyelini gerçekleştirme yeteneği.

Çalışan beynin büyüsü.

Beyin gelişiminde kritik dönemler.

Bebekçe konuşmayı yabana atmayın.

Peki ya televizyon?

Ebeveyn konuşmasının gücü.

Ebeveynin kullandığı dil ve beyindeki bağlantılar.

Geleceğe açılan bir pencere, matematik.

Neden bazıları matematiği diğerlerinden daha kolay bulur?

İlk üç yılda övgü.

 Öz düzenleme ve yürütücü işlevler prefrontal korteks.

İşte bu çarpıcı başlıkları ve tabi ki daha fazlasını içeren bir yeni kitap keşfi daha oldu benim için. Bu kitapla ilgili bir yazı daha yazmak istediğimden şimdilik burada bırakıyorum. Bir sonraki yazıda kitapta altını çizdiklerime, yapılanlar, yapılması gerekenler, yazarın eleştirileri yer alacaktır. Sevgiyle kalın.

Manolya Gümüşay

Eğitim Koçu