iç sesine kulak ver
Hayatınızda hiç, her şeyin normal, olması gerektiği gibi ev, iş, eş, çocuklar, yemek, temizlik altıgeninde gayet mutlu bir yaşam sürdüğünüzü düşünürken birden farklı bir şey yapmanız gerektiği hissine kapıldınız mı? Bu altıgenin her bir köşesinde mutlu mesut yaşarken arada bir de gezi, tatil falan da ekleyebilirsiniz tabi hiçbir sakıncası yok. Bütün bunlar olurken içinizden bir ses size hala eksik bir şeyler olduğunu fısıldarken bulursunuz kendinizi. Ses bir gelir, bir kaybolur ta ki siz kendinizi gerçekleştirene kadar, hatta kendinizi aşıp insanlara maaşla çalıştığınız işin haricinde bir şeyler vermeye başlayana kadar “bu ses hiç susmaz”. Der ki ses “senin işin sadece bu değil, sende öyle bir potansiyel var ki istesen dağları yerinden oynatırsın. Milyonlarca insan aynı şeyleri yapıyor zaten evli, mutlu, çocuklu yaşayıp gidiyor. Tek eksikleri kendi iç seslerine kulak vermemeleri. Sen farklı olmalısın, çünkü sen beni yani iç sesini duyuyorsun, sen potansiyeline inanıyorsun, sen karar verip uyguluyorsun, sen olduğun yerde kalmıyorsun, sen harekete geçiyorsun, sen bu altıgenin dışına çıkıp insanlara daha faydalı olabilirsin.”
Dünya da iki tür insan vardır bir kalbinin sesine kulak verenler, bir de kalbinin sesine kulak vermeyenler. Kalbinin sesine kulak verenlerde cesaret vardır, sonucun ne olduğunu düşünmeden hedefleri doğrultusunda her şeye rağmen ilerlerler çünkü her zaman sonuç önemli değildir asıl önemli olan yolun kendisidir onlar için. Kalbinin sesini dinleyenler şifreyi çözmüşlerdir. Anı yaşarlar, işlerinin gereğini içlerinden geldiği gibi en güzel şekilde yaparlar. Bilirler ki yaşadıkları her şeyin bir nedeni vardır, olumlu ya da olumsuz yaşadıkları mutlaka ona bir şey öğretiyordur. Öğrenip derslerini alıp devam ederler yaşam yolundaki rotalarında ilerlemeye. Korkmayı değil sevgiyi seçerler. Maud Ankaoua “bugün kalan hayatımın ilk günü” kitabında önceki deneyimlerimizden ya da gelecek kaygılarımızdan dolayı korkarak atmadığımız adımlarla ilgili “korkudan kaynaklanan otomatik inançlara göre davranmak yerine, kalbimizin gerçek arzularına kulak vermenin” öneminden bahseder. Yola çıkmadan ne olacağını bilemezsin öyle değil mi?
Sen milyonlarca insanın yaptığı şeylerin aynısını yapma, rutinin dışına çık, herkesin yapmadığını yap, herkesin yürümediği yoldan yürü, rutini boz, hiç kimse konfor alanından çıkmazken sen kalbinin sesini dinle ve uzak görünen hedefine doğru yavaş yavaş emin adımlarla yürü. Çünkü Tolstoy” un dediği gibi “tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya biri bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.”
Sen bu altıgenin dışında ne yapmak istiyorsun? İç sesine kulak verir misin? Haydi! Şimdi harekete geçme zamanı.
Maud Ankaoua, “Bugün kalan hayatımın ilk günü”, Yan Pasaj Yayınevi, 18. Baskı Ekim 2024
Yorum yap