ÇOCUKSUZ HAYATIMI HATIRLARIM

Çocuksuz hayatımı hatırlarım, çocuklu hayatımın en yoğun anlarında. “Ah” derim; evin içinde bir odadan diğer odaya hoplaya zıplaya giderdim, dinlenmek isteyince koltuğa uzanıp ayaklarımı tepeye kaldırıp tavana bakardım boş boş ( deneyin çok güzel :)  ). Pazar öğlenleri uyandığımızda yatakta son ses müziğimi açıp  “ohhh iyi ki çocuklu değiliz nasıl yapardık bu keyfi” deyip adamı da çocuk düşüncesinden soğutmaya çalışırdım  :) “Hayat bize güzel derdim, hayat bize güzel, hayat bize ...” Aaa “güzel” e ne oldu? O boşlukta ne? Yok hayır o boşluk çocuk olamaz, olamaz, olamaaz!  OLLDUUUUUUU. Meğer “güzellik=çocuk” muş. :) (Dünyayı güzellik kurtaracak unutmayın :) ) “Evet artık bir odadan diğer odaya koşarak gidemiyorum enerjimi bırakmıyor çocuk “ diyeceğimi sandınız değil mi :) ?  Amaaaa artık daha da enerji dolu bir insanım çünkü bir güç kaynağına sahibim ve sadece o güç kaynağının gülümsemesiyle  şarj oluyorum, bir odadan diğer odaya arkamdan gelmemesi için çıta gibi koşuyorum mübarek  :) . Akşam tüm işimi bitirip sırtımı yere (koltuğa değil dikkatt :) ) ayaklarımı koltuğa uzattığımda eskisinden daha mutlu eden bir şey var; TÜKMÜK evet evet tükmük. Sarı kafanın  bol tükmüklü öpücükleri nasıl dinlendiriyor bir bilseniz, boş boş tavana bakmakta neymiş tövbe tövbeee... Pazar öğlenlerine gelince hıh o öğlen değil sabah oldu benim için artık onu söyleyeyim. İşte burada bu kadın yıkılır dediniz. Ama bilemediniz. Geç kalkıp günü bitirmekle ömrümden çok saat çalmışım ne acı. Uyku eğitimi verdiğim gece hiç uyanmayan bebeğimle uykuya doyarak uyanıyoruz. Bu işi de çözdük anlayacağınız :) Gelelim “sen bebeğinle nasıl bu kadar gezebiliyorsun” sorusuna. İlk önce şunu söylemeliyim “ben bebeğimi yük olarak görmüyorum.”  Evet bu kelimeye dikkat bebeklerimiz “YÜK” değil. Aman ağlar, aman huzursuzlanır, aman bızırdanır, yok hasta olur,  diye düşünürseniz işte tam öyle bir bebeğiniz olur çünkü başta siz öylesiniz kaygı dolusunuz. Pimpirikli anneler; hayatınızı bitiren,  çocuğu sorunlu çocuk haline getiren sizsiniz aslında. Bana sakın senin çocuğun uysalmış ondan bol keseden atıyorsun demeyin;  ben kolikli ve asla bebek arabasında durmayan çocuğumla “Adana-Antalya-Kaş-Kalkan-Göcek-Köyceğiz-Ölüdeniz-Marmaris(köyleri)-Datça-Bodrum-Adana) yapmış anneyim. Adana’da yaptıklarımı hiç saymayayım :) Ben mutlu bir anneysem bunu kendim yaptım. Sırrım  mı?  “Acısını bile bal saydım ben oğlumun “ ağlamalarına şükrettim tek sorunumuz gaz diye, şimdi koşmasına, kudurmasına, her yeri ve bizi darma duman etmesine şükür ediyorum sağlık dolu diye. Anlayacağınız ben çocuğumdan önce kendimi eğitiyorum ‘ mutlu yaşamak için’. Mum olup eriyip biterek değil, GÜNEŞ olup kendi enerjimle oğlumu aydınlatmayı tercih ediyorum.

Hayatımı “tercihlerim ve zorluklar karşısında verebileceğim mücadeleler” şekillendirecek. Biliyorum. Vee hepimize rengârenk, cıvıl cıvıl bir hayat diliyorum.

Bahar Doğan Kocasaraç Mimar/Anne

Yorum yap