BİR KÜÇÜK ÇIRALI HİKAYESİ

Yıldızları izlemek o kadar güzel ki, eşinle, kızınla veya oğlunla uzandığın hamakta, sessizlikte. Usulca bir rüzgar esiyor, portakal ağaçlarının yaprakları dans ediyor adeta, hafif hafif sallanan bir hamak, sarılıp uyuya kalabilirsin kuzucuklarına, ya da kitabını okurken tek başına. Gece ise eğer, hangi yıldız daha parlak diye sohbet edersin, uzlaşmaya çalışırsın çocuklarınla. Arkadaşlarınızla gittiyseniz eğer, yemek sonrası sohbet etmek için o bahçeden daha mükemmel bir alan yok.

Caretta caretta larda sessizlikten hoşlanıyorlar bizim gibi. Caretta Caretta’ ların Türkiye’deki en sevdiği kumsal. Üç kilometre kumsalın oluşturduğu sahil şeridinde koruma altındaki deniz kaplumbağalarının üreme alanı Çıralı kumsalı. Bu nedenle sahilde ateş yakmak, yüksek sesli müzik dinlemek yasak. Sahilde gece görevli dolaşıyor, sessizliği veya ay ışığından farklı bir aydınlatmayı engellemek için. Çünkü Caretta carettalar kumsala yumurtalarını bırakmak için gece geliyorlar.

Sabah uyanırsın, harika bir kahvaltı seni bekliyor olur. Açık büfe, köy kahvaltısı, semizotu, roka, peynir ve en sevdiklerimizden portakal kabuğu reçeli bulunan, sıra beklemeden keyifle yapabildiğin, hiç masadan kalkmak istemediğin bir kahvaltı ile güne başlarsın.

Evlendiğimizden beri gezeriz, çocuklarımızla da gezmeye başladık özellikle Ege ve Akdeniz koylarını. “Ohoooo! Ne anlıyorsunuz bu kadar gezmekten hepsi aynı deniz” diyenlere, eşimle verdiğimiz cevap aynıydı “hep gitmek isteyeceğimiz koyu arıyoruz”. Evet, gezmekten hoşlansak da yine ilk Çıralı’ya uğruyoruz, 4-5 gün deniz keyfimizi yapıyoruz pırıl pırıl, tertemiz Çıralı Denzi’nde. Sonra gezmeye devam ediyoruz, o nedenle Çıralı’nın ayrı bir yeri var bizde.

Evet, çocuklarınız arkadaşı yoksa biraz sıkılabilir, çünkü havuz yok. Ama sizin tercihiniz,  havuzlu otellerde var tabi ki. Biz özellikle havuz olmayan bir otel seçiyoruz ki, tertemiz denizin keyfine varalım, yoksa havuz-deniz savaşları kaçınılmaz oluyor maalesef çocuklarınızla. Halbuki var mı harika bir suda yüzmek gibisi. Birkaç aile gittiğinizde değmeyin çocukların keyfine, ne havuz arıyorlar o zaman ne de eğlence. Egencelerini oyunlarını kendileri kuruyorlar.

5 yıldır gidiyor ama 3 yıldır Barış Bungalov evlerinde kalıyoruz. Merkeze ve denize yakın, güler yüzlü insanların olduğu, temiz bir aile işletmesi. Barış Bey, kardeşi ve her şeye yetişen Gökhan, olmazsa olmazları butik otelimizin. Kahvaltımızı otelimizde yapıyoruz. Öğle ve akşam yemekleri için ise  otelinizle konuşup sipariş verebilir ya da merkezde yiyebilirsiniz.

Butik otelimizin resimlerini göreceksiniz, ahşap 2 oda, portakal ağaçları içerisinde, yemyeşil, önünde hamak, yani bize göre tatil ve huzur denilen şeyin ta kendisi.

Çıralı’da kalıyorsanız ve çevre gezileri yapmayı seviyorsanız, Tahtalı Teleferik’e mutlaka çıkıp, Olimpos ve Çıralı’ya en tepeden bakmalısınız. O teleferik heyecanını yaşamalısınız. Çıralı’nın içinde bulunan, gece olduğunda, ellerinde fenerlerle yerli ve yabancı turist akınına uğrayan Yanartaş’a çıkıp yorulmalı ve o taşların nasıl yandığı hakkında bol bol yorum yapmalısınız. Biz bir kez çıktık ilk gittiğimiz yıl, oğlum 3 yaşındaydı bizden çok istedi Yanartaş’a çıkmayı. Hakikaten yorucu ama en az bir kez çıkmalı. Bir gününüzü tekne turuna ayırabilirsiniz. Aklınızda bulunsun, Olimpos Antik Kenti’ne arabayla gidelim derseniz, dağı tırmanıp tekrar aşağı iniyorsunuz ve giriş ücretli. Çıralı’dan yürüyerek giderseniz sahilden ücretsiz. Çünkü aynı koy zaten sadece 3,5 km lik bir koy olduğundan uzun gelebilir. Ulupınar’da bulunan lokantalarda, çardağınızın altından akan suyun sesini dinlerken bir akşam yemeği keyfi yapabilirsiniz. Phaselis antik kentine uğrayın, yüzün hatta. Kemer’le Çıralı arasında. Çıralı’dan bir sonraki koy Adrasan ama biz Adrasan’ı sevmedik pek, denizi kumlu, Çıralı’ya göre de daha çorak geldi bize. Gerçi geçtiğimiz yıllarda orman yangını oldu güzelim koyda belki ondandır.

İşte keşif ve keyif veren, doğaya duyduğumuz özlemle birleşen bir küçük Çıralı hikayesi.

GÖRSELLER

 

Yorum yap