BEBEĞİMLE BATI KARADENİZ YOLCULUĞU

Kim demiş bebekle gezilmez diye, Deniz Murat 2 yaşında ve ilk konaklamalı tatilimizi 40 günlükken yapmıştık ve o günden beri her yere oğlumla gidiyoruz. Gideceğimiz yeri oğlumuza göre planlıyoruz ve onun gelişimini de göz önünde bulunduruyoruz. Bu planı, Deniz Murat'ın doğayla ve ormanla daha sağlam ilişkiler kurması için planladık.

Ankara'dan Batı Karadeniz yoluna geçer geçmez hem sizin hem doğanın havası değişiyor. Bozkır'dan Ormana geçiş, sarıdan yeşile dönen müthiş bir huzur. Biz Mersin'de yaşıyoruz, deniz, kum, güneş şehrimizin vazgeçilmezi, o zaman bu tatili değişik değerlendirelim diye düşündük. Arabayla Batı Karadeniz’e doğru yola çıktık. İlk olarak Ankara'dan günübirlik Safranbolu ve Amasra yaptık. Bizim zamanımız kısıtlı diye, Safranbolu ve Amasra'yı bir güne sığdırdık, yalnız tavsiyem bir gün Safranbolu ve bir gün Amasra'dır ve konaklama yerini Amasra olarak seçmelisiniz.

SAFRANBOLU

Safranbolu, evleriyle ünlenmiş, bu ünü iyi kullanmış ve turizm cennetine dönüşmüş bir ilçedir. Karabük'e bağlıdır. Safranbolu evlerini gezebilirsiniz, kaymakamlığın yaptırdığı namı diğer Yaşayan Müzeyi ziyaret edebilirsiniz (ücreti 5 lira). Hıdırlık Tepesi’ ne çıkıp manzaraya doyabilirsiniz. (Kişi başı 1.5 TL ) Cinci Han’ı gezebilirsiniz. (Kişi başı 1 TL) Yükseklik korkunuz yoksa cam terasa çıkmalısınız. Safranbolu aynı zamanda safran   ile ünlüdür. Bu yüzden safranlı lokumu tercih edebilirsiniz. Safranbolu eski çarşıyı gezip, hem tarihin tadını çıkarıp hem de alışveriş yapabilirsiniz. Alışveriş yaparken dinlemek için kumda kahve önerilir.

AMASRA

Amasra güzel Amasra diyorum. Amasra hakkında çok övgü duymama rağmen, gidip görene kadar bu kadar güzel bir ilçe olduğuna inanmamıştım. Bir yarım ada olan Amasra'nın her yeri deniz. Hangi sokağa gelseniz, deniz manzarası ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Biz günübirlik geldik ama doyamadık, keşke kalsaydık dedik. Bir sonraki Amasra gezimiz konaklamalı olacak. O kadar güzel ki her şehirden bir parça bulduk. Limanı  ve Kalesi bize Girne'yi hatırlattı. Doğa güzelliği ve denizi Bodrum'u. Hem tarihi hem doğa güzelliğine ev sahipliği yapan Amasra'yı konaklamalı ziyaret edin. Sahilde birçok balık lokantası var yalnız tavsiyemiz burayla özleşmiş Mustafa Amca'nın yeri. Amasra'ya gelmişken, Mustafa Amca'nın yeri canlı balıktan yemek yiyin. Amasra’ya özgü olan Amasra salatasını deneyin. Amasra’da Deniz Murat’la denize girdik, kum da oynadık, çok keyifliydi.

BOLU Bolu merkezde öğretmenevinde kaldık. Kahvaltı dahil ücreti öğretmen ve kamu çalışanları için kişi başı 55 liraydı. Kahvaltısı açık büfe ve gayet doyurucu. Odalar temiz ve bakımlı. Biz çok memnun kaldık. Bolu merkezde kalmamızın amacı, etrafı rahat gezmemizdi ve doğru tercih yaptığımızı gördük.

Bolu merkezde bir meydan var. Geceleri de gayet canlı. 2 yerde yemek yedik, ilki Mercan-i Restaurant diğeri Kubbealtı. Mercan-i Restaurant ı hizmet açısından tavsiye edemem yalnız Kubbealtı bizden 10 puan aldı. Kubbealtı bir gözlemeci ama bizce bir gözlemeciden daha fazlası. İşlerine değer verdikleri belli oluyor. Bolu'ya gelen herkes Kubbealtında yoğurtlu gözleme yemeli. Gerçekten Kubbealtında (çünkü tarihi eser) hamarat teyzelerin yaptığı gözlemelerin tadını çıkarın.

Bolu'da öğretmen evinde Deniz Murat'la beraber bol bol araba sürdüm bisiklete bindik. Bolu'nun meydanı trafiğe kapalı ve çok canlı. Deniz Murat bu caddede özgürce yürümekten çok keyif aldı.

ABANT Bir doğa harikası. Abant gölü çapı 7 km olan bir göl. Uzun bir yürüyüş için çok uygun. Bisiklet de kiralayabiliyorsunuz. Araba ile de etrafında tur atabiliyorsunuz. İçinde birçok otel var, bir gün kalmak için uygun ama daha fazla kalmak çok mantıklı değil. Diğer yerleri gezmek için Bolu merkez daha mantıklı. Abant gölüne giriş ücreti 15 TL. Hgs ile de ödeme yapabilirsiniz. Abant gölünün içinde köy kooperatifi satış noktası var. Oradan ballı manda yoğurdu yemeden geçmeyin. Abant Gölü, Deniz Murat için mükemmel bir deneyimdi. Öncelikle birçok hayvanı canlı görme fırsatı yakaladı; balıkları, kurbağaları, inekleri ve ördekleri. Kuşları, balıkları besledi. Göl kenarına indi. Toprakla, suyla buluşturan, doğayı gözlemledi.

MUDURNU Yorumlardan Bolu'ya gelmişken Mudurnu'yu  görmeden gitmeyin diye okumuştuk. Biz de öyle yaptık. İyi ki gitmişiz. Mudurnu için 1 saat yeter. İçinde dolaşırken sanki zaman makinesinde gibisiniz. Osmanlı ilçesi olan Mudurnu tüm yapılarını o günden bugüne dek koruyor. Ayrıca yeni yapılarını da eskiye uyumlu yapıyor. Bir özelliği de Türkiye'nin en sakin 16. ilçesi. Sokakta kimseyi görmüyorsunuz. Gidip görülesi bir yer. Meşhur Mudurnu saray helvasının fabrika satış noktası da ilçenin girişinde yer alıyor. Oradan alışverişinizi yapabilirsiniz.

Fotoğrafla Mudurnu için tıklayın!

https://youtu.be/TYtIF_vtE2Q

YEDİGÖLLER

Yedigöller Bolu merkezden 45 km uzaklıktadır. Yolu virajlı bir yoldur. Ara ara bozuk yerleri olan yol bile çok keyifli. Bolu'nun hemen hemen tüm ilçe yolları ağaçlı yol formatında.

7 göllerin isimleri şöyledir;

İnce göl

Kuru göl

Sazlı göl

Nazlı göl

Derin göl

Büyük göl

Serin göl

Bu gölleri iki bölümde geziyorsunuz. Sazlı göl, Nazlı göl ve İnce göl giriş kısmında, Derin göl, büyük göl ve serin göl ikinci kısmında. Kuru göl ara yolda. İkinci kısım kamp alanlarını ve bungalov evleri barındıran kısım. Buraya geliyorsanız kamp yapmanızı tavsiye ederiz. Yedigöllerin içinde Habitat Restaurant mevcuttur, ama asla memnun kalmayacağınız bir yer. Tavsiye etmiyoruz. Bunun yerine yol üzerinde köylülerin hazırladığı gözlemeciler mevcut. Buradan bir şeyler yiyebilirsiniz.

Deniz Murat suya taş atmayı her bebek gibi çok seviyor. Bol bol taş topladık, göle artık, gölleri gözlemledik.

AKKAYALAR Akkayaların adını, ahh kayalar diye değiştirmek istiyorum, çünkü bir kaç yıl içinde ak kalamayacaklar. Öncelikle Bolu'da Akkayalar travertenleri var Denizli'deki Pamukkale'nin minyatürü diyebiliriz. Buradan kaynayan sodalı su, akarken kayaları beyazlaştırdığı için bu isim verilmiş. Buraya bir havuz yapılmış. Doğal sodalı suya girebileceğiniz bir havuz. İlk fikri duyduğumda çok heyecanlanmıştım, yalnız gidip gezince hayal kırıklığına uğradım çünkü, havuza su vermek için, travertenlerin suyu kesilmiş, bu da travertenlerin doğal yapısını kaybetmesine neden olmuş. Havuz da oldukça bakımsız ve pis. Su doğallığını koruyor, cildinize saçlarınıza gayet iyi geliyor ama üzülmemek elde değil. Giriş ücreti araba 15 TL, havuza girecekseniz, kişi başı 13 TL, çocuk 7 TL.

Deniz Murat Akkayalarda havuza girdi, sodalı havuzun keyfini çıkardı. Yukarıda bahsettiğim gibi çok temiz değildi, ama riski göze aldım.

GÖLCÜK Giriş ücreti araba 15 TL. Bolu merkezden 10 km uzaklıktadır. İlk olarak sulama golü olarak planlanan Gölcük, şuan bir doğa harikası. 1 saatte her yerini yürüyebilirsiniz.

Gölcükte Deniz Murat'ın görevleri vardı, eve götüreceğimiz doğa malzemeleri toplamak,  çok sevdi, bol bol taş ve yaprak topladı. Toprağa dokundu, bazen düştü, bazen çamur oldu ama çok eğlendi. Amaçlarımız arasında kozalak toplamak vardı ama ağaç türleri uygun değildi, onu başka bir gezimize sakladık.

Bebekle gezmek tabi ki zor. Hele 10 günlük araba yolculuğu daha zor. Deniz Murat'ın sıkılmaması için çantamızda birçok materyal vardı. Boya kitabı, boya kalemleri, arabaları, hamuru, hikaye kitapları, sesli kitapları, kürekleri. Sürekli değişik bir oyunla karşısına çıktık. Sürekli oyunlar ürettik. Bu gezide göl, orman, kurbağa kavramlarını canlı deneyimledi.

Demek ki bebekle de gezilirmiş :)))

GÖRSELLER    

Öğretmen/ Anne

Tuğba Bademci Kaydet

Yorum yap