Ergenle Empati Kurabilmek
Bugün ergen çocuklar ile iliÅŸkiyi güçlendirmek için empati kurabilmek konusunu ele alacağız. Onun neler yaÅŸadığını anladığınızı gösterirken “beni anlamıyorsun” duvarını kırabilmek, onları anlamak ve bunu onlara hissettirebilmek üzerine olacak…
Önce sizden kendi ergenlik yaÅŸlarınızı hatırlamanızı istiyorum. Neler yaÅŸadınız, hatırlayabildiÄŸiniz kadar hatırlayın… Uygunsa anne babanızı arayıp yarın bir sorun “ben ergenlikte neler yaşıyordum anne/baba, nelerim nasıl deÄŸiÅŸmiÅŸti anlatsana biraz” diyin lütfen. Hayat ÅŸimdiki gibi deÄŸildi. Anne ve babamızla ÅŸimdiki gençlerin kurduÄŸu iliÅŸkiyi belki hiç kuramamıştık, kendimizi ifade etme özgürlüÄŸümüz ya da bilgiye eriÅŸimimiz kısıtlıydı, kendimizi ifade ederken beÄŸenilmek zorunda olduÄŸumuz bir sosyal medya hayatımız yoktu… Fakat biz de ergendik.
Ve o dönem anne ve babamızın bize nasıl davranmasına ihtiyacımız vardı... Nasıl olsaydılar daha iyi hissederdik onlarla kendimizi, neye ihtiyacımız vardı ve görmediler, ya da neyi iyi yaptılar ve biz iyi hissettik...
Åžimdi ergenleri anlamaya çalışalım… DüÅŸünsenize bir sabah uyanıyorsunuz ve suratınızda sizin için nasıl göründüÄŸünüzün ilk defa çok önemli olduÄŸu o yaÅŸlarınızda sivilceleriniz var; hayatınızdaki en büyük dert bu… Bir gün elleriniz ayaklarınız büyüyor, bir gün sesiniz çatallaşıyor, bir gün tuhaf tuhaf tüyler çıkarken bir gün adet sancısı çekiyorsunuz. Ve bunları yetiÅŸkin halimizle bile nasıl rahatsız olarak hissedecekken daha çok tecrübesiz küçüklerimizin yaÅŸadıklarını hayal edin. Bedensel deÄŸiÅŸimlerin çok hızlı oluÅŸunu saÄŸlayan ciddi bir hormon mekanizması da arka planda çalışıyor. Bu hormonlar sizin içinizde akan bir ırmak gibi… Cinsel enerji yavaÅŸ yavaÅŸ geliÅŸirken hormonlar bir an mutlu huzurlu hissederken bir an gergin huzursuz veya öfkeli hissetmenize neden oluyor ve tamamen kontrolünüz dışında…
Dünyayı çocuk olarak görmeye alıştığımız zihnimiz artık yetiÅŸkin gibi görmeye çalışıyor. Hayatın gerçekleri, iliÅŸkiler, sorumluluklar bir anda üstümüze yükleniyor. YaÅŸamıyor demeyin her genç farklı boyutlarda da ola hepsini birden iç dünyalarında yaşıyor. “Ben çocuk muyum yetiÅŸkin miyim?” Annem babam bir an oluyor “sen daha çocuksun dur biraz” derken, bir an “büyüdün artık yap bunları” diyor. Ben kimim, neyim, nelerden hoÅŸlanıyorum, ne olacağım, ne yaparsam insanlar beni beÄŸenir, nasıl olursam kabul görürüm… Daha onlarca çatışma her an deÄŸiÅŸen iç dünyalarında. Dönem dönem deÄŸiÅŸen kimliklerin, huyların nedeni de tam olarak bu… Kendini keÅŸfetme mekanizması aktif ve çok yorucu ancak olmak zorunda ki yetiÅŸkin olabilsinler…
Åžimdi kendilerini sizinle yakın hissettikleri bir anda çocuklarınızın yanına gidip kendi ergenliÄŸinizi konuÅŸun istiyorum… “kızım/oÄŸlum ben senin yaşında neler yaşıyordum bugün biraz onları hatırladım sana da anlatmak istiyorum” diyerek baÅŸlayın söze… Ä°lk aÅŸkınız, ilk adetiniz, anne ve babanızın kırık notlarınıza verdikleri tepkiler, ilk sabah ıslanması, ilk sivilceler, ergenlikte dostlarınız kimlerdi, hangi mesleÄŸi seçmek istiyordunuz ve nasıl geliÅŸti, lise/üniversite sınavlarında neler yaÅŸadınız… Bunu yaparken sadece onlara örnek olmak istediklerinizi, baÅŸarılarınızı anlatmayın. DüÅŸtüÄŸünüz zamanları, buhranlarınızı, korkularınızı, yanlışlarınızı (çok kötü örnek olmamak kaydıyla), anne ve babanızı nasıl hatırladığınızı…
Bu sohbeti yapabildiÄŸinizde zaten iliÅŸkiniz sizi baÅŸka yerlere götürecek, çocuklar önce dinlemeyecek belki ya da can kulağıyla dinleyecek kim bilir, ama bu sohbetten sonra iliÅŸkiniz daha farklı ilerleyecek. Önce siz daha farklı görmeye baÅŸlayacaksınız çocuÄŸunuzu daha sonra da o sizi karşı takım deÄŸil onunla aynı takımda olan anne ve babası olarak görmeye baÅŸlayacak.
Åžimdiden iyi sohbetler dilerim, empati ve o yaÅŸlarımızı hatırlamak aramızdaki iliÅŸkinin o görünmeyen baÄŸlarını farklılaÅŸtıracak söz veriyorum.
Yorum yap