SOSYAL MEDYA VE ÇOCUKLARIMIZ
Uzun zamandır aklımda olan bir yazıyı paylaşmak istiyorum bugün. Çağımız teknoloji çağı evet onun hayatımıza getirdiği kolaylıkları göz ardı etmek mümkün değil elbette. Ancak beraberinde getirdiği sıkıntılara da ara ara değinmekte de fayda var diye düşünüyorum. Dijital dünyayı kullanmak zorundaysak, bunların zararlarını bilmeli öyle kullanmalı/kullandırmalıyız. Dijital platformların, doğru kullanmadığımız taktirde ne gibi zararlarının olabileceğini anlatan kitaplar yazılmaya başlandı artık. Hatta kitabın birine blogda yer bile verdik bu kapsamda. Daha önce “Çocukları sanal dünyadan koruma kılavuzu” kitabını okudum sizler için yorumladım. Kitap yorumuna http://annerehberi.com.tr/2018/05/17/cocuklari-sanal-dunyadan-koruma-kilavuzu/ linkinden ulaşabilirsiniz.
Dün benim çocuklar, birkaç çocuk youtuberla tanıştırdı beni. Onları izlerken aklıma bu yazıyı yazmak geldi yeniden. Sonra geçtim bilgisayarın başına. Evet, bilmeyenler için söylüyorum çocuk youtuberlar var artık, instabloggerlar. Gençler bunu artık meslek edinmişler, ya da okumuş insanlar, üniversite mezunları, lisedekiler, insanlar, yaşadıklarını, mekanları, iyi örnek oluşturabilecek konuları paylaşıyorlar, reklam yapıyorlar vs. onu anlıyorum da, çocuklara (6-10 yaştan bahsediyorum) bir türlü anlam veremiyorum. Çocuklar artık “günaydın videosu” çekiyorlar, “kahvaltımda bugün neler var bakalım, haydi hep birlikte kahvaltı yapalım” diyorlar, binlerce takipçilerine. Canım çocuğum sen günaydını annene babana söylesene, bu videoyu çekmek yerine, yatakta sabah onların kokusunu içine çekerek sarılıp şekerleme yapsana. Var mı çocuğunla sarmaş dolaş sabah şekerlemesi gibisi?
Youtuber çocukların parkta scooterla kayarken videoları var. Barbie bebeklerle oyun kurma videoları, dakikalarca izledikleri çozuklarımızın. Acı gerçek şudur ki, aşağı inip, parka gidip kendi scooterı ile keyif yapmak, bebeğini alıp onunla kendi oyununu kurmak yerine, sadece izliyorlar, hareketsiz, beyinleri uyuşurcasına. Artık iyice reklama dönüştürmüşler, hediyeler, oyuncaklar, reklam için çekimler. “Anı yaşayın” diye bir cümle var ya, artık “anı başkaları için yaşar ya da başkalarının anını izler” olduk. Bu tür videoları izleyen çocuklarımız da kendi videosunu çekmek istiyor, bir şekiller, bir dudaklar, konuşmalar, ellerinde telefon düşürmemeye başlamalar, bunlar da olumsuz diğer yan etkileri.
Dijital platformla ilgili başka bir konuya daha değinmek istiyorum. Bir arkadaşımızın kızı, bir sosyal medya hesabını kendi izni olmadan açmış ve birkaç video yüklemiş. Kızının öyle bir hesabı olduğunu videosu olduğunu öğrendi, üzüldü tabiki. Bu tür hesapları aktifleştirmek için genellikle e-mail hesabı ya da telefon olması gerekiyor biliyorsunuz. Anneye onu sordum “kim açmış olabilir?” baba değil, anne değil. Kim çıktı dersiniz? Üst kat komşunun torunu ile birlikte açmışlar, yani komşu torununun e-mail hesabını kullanmışlar. Torun da muhtemelen iyilik yaptığını zannediyor, çünkü kendisi gibi hesabı açtıkları çocuğun bilinç düzeyinin sosyal medya hesaplarını kaldırabileceğini düşünüyor. Neden anlattım bunu? Lütfen çocuğunuzu dijital platformlardan gelebilecek zararlara karşı uyarın. Resim video paylaşımlarına zaten karşıyım, herhangi bir şekilde adres vs. gibi özel bilgilerini vermesinler (online oyunlarda haberleşiyorlar çünkü, bu çocuklar tanımadıkları bir sürü oyuncuyla sürekli iletişim halindeler). Gün için de telefonla bilgisayarla neler yaptıklarını takip edelim. Bu tür hesapları sizin bilginiz dışında kullanmasının kendisine ne tür zararlar verebileceğini lütfen anlatın. Çocuğunuz büyükse, bir başkasının çocuğuna ebeveyninin bilgisi olmadan bu tür hesaplar açmamasını tembihleyin lütfen.
Dönem farklı bir dönem değerli okurlar. Teknoloji artık hayatımızın merkezinde, hayatımızdan çıkarmak değil amacımız, doğru kullanalım ve çocuklarımıza da doğru kullanmayı öğretip zararlarına karşı uyaralım. Bilinçli teknoloji canavarları olsunlar. Biz ne kadar bilinçli ve farkında olursak çocuklarımıza da aynı oranda bilinçli kullanmayı öğretebiliriz.
Sevgiler Manolya
Yorum yap