Neden erteleriz? Ertelemeyi nasıl azaltırız?
Neden erteleriz? Ertelemeyi nasıl azaltırız?
Harekete geçmek mi, ertelemek mi? Hangisi kulağa daha kolay geliyor sence? Tabii ki ertelemek. Zahmetsiz, yorulmadan, rutinin dışına çıkmadan, çünkü koltuk rahat, sosyal medya sürekli dopamin salgılamanı sağlayarak anlık haz duyma isteğini gideriyor öyle değil mi? Şimdi oturmak dururken rahat rahat koltukta kim kalkıp makale yazacak? Kim kalkıp alışveriş yapacak, kim kalkıp o kitabı okuyacak, kim kalkıp spor yapacak, kim kalkıp arkadaşıyla buluşacak, kim kalkıp kitap yazacak? Bu örnekler böyle uzar gider yapılacak işler zihnimizde birikir de birikir.
Neden erteleriz diye şöyle ufak bir araştırma yaptığımda bakın karşıma hangi veriler çıktı?
Ertelemenin arkasında yatan nedenler genellikle yüzeyde görünen “tembellikten” çok daha karmaşıkmış mesela. İşte bazı temel nedenler:
- Mükemmeliyetçilik:
"Ya yeterince iyi yapamazsam?" korkusu. Bu düşünce, bir işi yapmaya başlamadan önce zihinsel bir baskı oluşturur. Sonuç olarak kişi başlamak yerine erteler, çünkü “kusurlu” bir iş yapmaktansa hiç yapmamak daha güvenli hissettirir. Bu sözlerin panzehiri gibi iki soru geldi aklıma mesela: Denemekten ne çıkar? Yeterince iyi olmazsa ne olur?”. Ertelediğiniz bir işle ilgili bu soruları kendinize sorabilirsiniz bence.
- Başarısızlık Korkusu:
"Ya yaparsam ve başarısız olursam?" Bu korku, harekete geçmektense kaçmayı tercih ettirir. Ertelemek, kısa vadede bu kaygıyı bastırır. Bir koç olarak panzehir sorusu şu olurdu “bir düşün bakalım başarısız olsan en fazla ne olabilir?”
- Görevin Belirsizliği veya Zorluğu
Görev net değilse veya çok karmaşıksa, beynimiz “nereden başlayacağım?” sorusuyla mücadele eder. Bu belirsizlik, işi başlatmak yerine başka şeylere yönelmeye neden olur. Kızım şu an YKS’ye hazırlanıyor geçtiğimiz gün şöyle bir cümle kurdu “anne pazar günü plan yapmam lazım, yoksa nasıl, ne zaman , ne yapacağımı bilemiyorum”. Yani dostlar zihnimizde yapacağımız işe dair net bir planlama yaptığımız anda aslında belirsizlik ortadan kalkabilir. Zorluğu ise işi parçalara bölerek yapabiliriz.
- Anlık Hazza Yönelme
Kısa vadeli zevkler yani, sosyal medya, dizi, atıştırmalıklar, her zaman uzun vadeli hedeflerden daha çekici gelir. Mesela belki bir hatta iki saatini alacak makale yazmak mı, yoksa sosyal medyada kaydırmak mı? Kalkıp sağlıklı bir yemek yapmak mı, yoksa dışardan bir yemek söylemek mi?
Beynimiz, özellikle stresli veya yorgun olduğunda, hemen ödül alabileceği şeylere yönelir. Panzehir soru: Uzun vadeli düşündüğünde hangisi daha faydalı? Hangisini yaptığında kendini daha mutlu hissedeceksin?
- Duygusal Regülasyon Sorunu
Erteleme, aslında kötü hislerle başa çıkma yöntemidir.
Stres, kaygı, sıkıntı gibi duyguları bastırmak için beynimiz "şimdi bu işle uğraşmak yerine başka bir şey yap" der. Ki bu başka şeylerde genelde sosyal medya, dizi, video yani pasif işlerdir. Yemeklik malzeme var mı yok mu diye kim düşünecek şimdi? Makale yazarken kim araştırma yapacak şimdi? Yalnız bir şeye dikkat çekmek istiyorum anlık haz veren şeyler hep tüketim odaklı. Ancak uzun vadede faydalı olan şeyler ise üretim odaklı. Bunu da özellikle belirtmek istedim.
- Düşük Öz Disiplin veya Alışkanlık
Ertelemek bir alışkanlık haline gelmiş olabilir. Eğer sürekli erteliyorsan, bu bir davranış kalıbına dönüşmüş olabilir ve kırılması zaman alır. Bende ise bu alışkanlığın tam zıttı “aklına düşünce yapma, hemen eyleme geçme” alışkanlığı var bazı zamanlarda bu da beni ve yakın çevremi zor duruma düşürüyor açık söylemeliyim. Kendimi bazen çocuk gibi hissettiğim oluyor. İçimizdeki çocuğu kaybetmeyelim deyip kendimi haklı çıkarmak istiyorum.
- Sekizinci madde kendine Güvensizlik;
"Ben bunu yapabilecek biri değilim." Bu düşünce, öz-yeterlilik inancını sarsar ve kişi başlamaktan kaçınır. Hâlbuki yeteneklerimizi geliştirdiğimiz takdirde altından kalkamayacağımız çok az iş var. Buna o kadar inanıyorum ki.
Ertelemenin üstesinden gelmek, sadece "daha disiplinli" olmakla değil, zihinsel bariyerleri tanıyıp onlara stratejik şekilde yaklaşmakla da ilgilidir. Nedenlerini sıraladıktan sonra şimdi dilerseniz ertelemeyi azaltmak (veya aşmak) için uygulanabilir 5 etkili yöntemden bahsedelim:
- Kaizen Felsefesi (Görevleri Küçük Parçalara Bölmek): Bu benim zaman zaman seminerlerime de konu olan sevdiğim bir japon felsefesi. Kitabı da var okumadıysanız tavsiye ederim. Nedir bu felsefe? Küçük adımlarla sürekli iyileşme olarak özetleyebileceğimiz bir felsefe. "Beyin büyük işleri tehdit olarak algılar, küçük adımlar ise harekete geçirir." Büyük bir işi ertelemek doğaldır çünkü göz korkutucu gelir. Ama “sadece 10 dakikalık bir başlangıç yap” demek daha kolaydır. Bu beynini korkutmaz ve başladığında beynin “tamamlayayım bari” eğilimine girer buna da “Zeigarnik etkisi” deniyormuş ben de yeni öğrendim. Bu makaleyi yazmak aklımdaydı ama başlamamıştım, başladıktan sonra yarım kalmasın tamamlayayım da yayınlayayım diye özellikle bunun için zaman yaratmaya başladım.
2. Zamana Değil, Göreve Odaklı Plan Yapmak
Zaman bazlı hedefler soyuttur ve kolay dağılır. Görev odaklı planlar ise somuttur ve ölçülebilir olur. "Bugün 2 saat çalışacağım" yerine, "sunumun girişini yazacağım" demek mesela.
3. Dikkat Dağıtıcıları Bilinçli Olarak Engellemek
“Ertelemeyi çoğu zaman sen yapmazsın; dikkatini çelen şeyler senin yerine yapar.” Şimdi bir düşünelim birlikte günümüzde en çok dikkat dağıtıcılar neler? Sürekli bildirim gönderecen, telefon, tablet ve bilgisayarlar elbette. Bunlara bakmak daha cazip geldiği için bu tür dikkat dağıtıcılardan uzak durman çözüm olabilir. "Pomodoro" gibi tekniklerle çalışma süresini ve molayı dengeleyebilirsin.
4. Duygularını Tanımak ve Onlarla Kalmak
"Canım istemiyor çünkü kaygı hissediyorum." Bunu fark etmek bile kaçmayı bırakmanı sağlayabilir. Ertelemenin çoğu duygusal regülasyon sorunudur. Yukarıda nedenleri bölümünde bahsetmiştim. Yapmak istemediğinde "neden?" sorusunu kendine sor, duygudan kaçmak yerine yargılamadan onunla kalmak çözüm üretmeni sağlayacaktır.
5. Hedefinin 'Neden'ini Netleştir
"Bunu neden yapıyorum? Bu benim kim olmamla nasıl örtüşüyor?" bu soru Anlam duygusu ve motivasyonu artırır. Ertelediğin görev bir alışkanlık değilse, belki de senin değerlerinle uyumlu değildir. Koçluk çalışmalarında ilk yaptığımız çalışmalardan biri “kişinin daha anlamlı bir yaşam için değerlerini bulma” çalışmasıdır. Değerler kişiye göre değişir. Herkesin değeri farklıdır bazı insanlarda paylaşmak bir değerken bazısında değildir. Eğlenmek, gülmek, mutluluk, özgürlük, adalet daha bir çok örnek verilebilir. Yaptıklarımız, yaşamımız değerlerimizi besliyorsa yaşamdan keyif alabiliriz ancak. O nedenle değerlerinle uyumlu bir hedef seçip netleştirmen ertelemeni önleyebilir. Konu aynı bir makale konusu bence deyip makalenin son cümlelerini yazalım.
“Eyleme geçmeyen her farkındalık pişmanlıktır” diyor ya Sinan Canan. Erteleyerek zihnimizi sürekli pişmanlıkla meşgul edeceğimize fark ettiğimiz ve niyetlendiğimiz her şeyi yapmak için şimdi harekete geçelim, ertelemeyelim.
Şimdi sen de ertelediğin 5 şeyi bir kapıda hangisini ne zaman, nerede, kiminle yapacağını yaz, kendine yapma eylemiyle ilgili bir söz ver ve uygula.
Yorum yap