Kaizen
Dakikayı deÄŸiÅŸtirmek, saati deÄŸiÅŸtirmek, günü belki haftayı deÄŸiÅŸtirmek ve en sonunda hayatı deÄŸiÅŸtirmek.
Ani, büyük deÄŸiÅŸiklikler korkutur ama hayatımızda küçük deÄŸiÅŸiklikler yaparak büyük deÄŸiÅŸikliklere doÄŸru yavaÅŸ yavaÅŸ yol alabiliriz. Japonlar korkmadan kendimizi güvende hissederek büyük deÄŸiÅŸimlere gitmenin bir yolunu bulmuÅŸlar dostlar.
Evet, bugün konumuz Robert Maurer'in aynı adlı kitabı ve bir Japon Felsefesi olan Kaizen. Ä°lgili çeÅŸitli bilimsel yayınlar ve kitabını da okuduktan sonra paylaÅŸmaya deÄŸer bulduÄŸum bir konu.
"Kaizen'in felsefesinin temelleri, Ä°kinci Dünya Savaşı sonrası Japonya'da atıldı. Japonya’nın örgütlerde baÅŸarısının temel taşı olan Kaizen, kararlılık planlaması, müÅŸteri tatmini, toplam kalite kontrol programları, öneri sistemleri, grup çalışmaları, tam zamanında üretim ve bilgilendirme, sistem geliÅŸtirme, çapraz foksiyonla yönetim, politika uygulama ve yerleÅŸtirme, toplam üretken bakım, tedarikçi iliÅŸkileri üst yönetimin katılımı, örgüt kültürü, iÅŸçi-iÅŸveren iliÅŸkileri konuları ihtiva eder (Imai, 1997: 95). Kaizen stratejisinin kurucusu Masaaki Imai'ye göre Kaizen, Japon örgüt yönetiminin en önemli kavramı ve Japon iÅŸ baÅŸarısının anahtarıdır. Kaizen prensibi, sürekli iyileÅŸtirmeyi temel alan eski Japon geleneÄŸine ve buna baÄŸlı bir felsefi görüÅŸün temellerine dayanıyor. Kaizen, geliÅŸim ve yenilik için kullanılan bir yönetim stratejisidir. Ayrıca, kurumsal süreçlerin geliÅŸimini kolaylaÅŸtırmayı da saÄŸlar. Taocu ve Budist geleneÄŸinden esinlenmiÅŸ Kazien, ‘tüm toplum için geliÅŸme ve herkes için iyileÅŸme saÄŸlama’ anlamlarını taşır. Japonlar, toplum olarak bugüne kadar bu geleneÄŸi sürdürmeyi baÅŸarmışlardır. Japonca'da Kaizen “küçük, artan, sürekli geliÅŸme” anlamına gelir. Kelimeyi Türkceye dönüÅŸtürdüÄŸümüzde,“sürekli iyileÅŸtirme veya sürekli geliÅŸme anlamlarını” vermektedir. Masaaki Imai'ye göre, Kaizen bir ÅŸemsiye kavramdır. Belli zaman içinde çok sayıda küçük iyileÅŸtirme geliÅŸtirme yapılabilirse, bunların toplam etkisiyle, klasik geliÅŸme hızına yakın, bazen ondan da hızlı bir geliÅŸme trendi yakalanabilinir." *
James Clear'ın "Atomik alışkanlıklar" kitabı da aynı konulara deÄŸinir. Küçük küçük kazandığımız alışkanlıklar zamanla kiÅŸiliÄŸimizi ÅŸekillendiren büyük sonuçlara ulaÅŸmamızı saÄŸlar. Bu konuyla ilgili bir diÄŸer kitap ise Charles Duhigg’in “Alışkanlıkların Gücü” kitabıdır. Hepsinin temelinde hayatımızda küçük küçük deÄŸiÅŸikliklerle idealimizdeki yaÅŸama doÄŸru yol alabiliriz.
Ani köklü bir deÄŸiÅŸim korku oluÅŸturur insanda. Tüm deÄŸiÅŸimler, hatta olumlu olanlar bile korkutucudur. Çünkü rutinin konfor alanının dışına çıkıyorsundur. Güvende miyim sorusunu sorarsın, ya da bu büyük deÄŸiÅŸimi yaptığımda güvende olacak mıyım? Ve korkarsın sorunun cevabından bile, böylece çekilirsin kabuÄŸuna ve deÄŸiÅŸime kapatırsın kendini. Çünkü seni bekleyen bir bilinmezlik vardır öyle deÄŸil mi?
Peki, büyük deÄŸiÅŸiklikler neden korkutucudur?
Yeni bir ÅŸey yapmak, denemek, yani konfor alanından çıkmak insanı korkutur. Konfor alanı insanların kendilerini rahat ve güvende hissettikleri, yalnızca fiziksel alandan ibaret olmayıp zihinsel ve duygusal alanı da ifade etmektedir. Ä°nsanlar bu alanın içerisinde belirsizlik olmadığı için ve herhangi bir risk taşımadığı için güvende hissederler. Büyük deÄŸiÅŸikliklerde belirsizlik olduÄŸu için beynimiz bizi korumak için o alandan çıkmamıza engel olmaya çalışır. Kaizende bunun la ilgili bakın ne diyor?
Beyin, herhangi bir yeni mücadele veya fırsat ya da arzu durumunda belli bir düzeyde korku tetikleyecek ÅŸekilde tasarlanmıştır. Bu mücadele ister yeni bir iÅŸ isterse sadece yeni biriyle karşılaÅŸmak kadar basit bir konu olsun beynimiz bizi korumaya almak için bahaneler üretmek ister. Kaizen'in felsefesi de beynimizi korkutmadan küçük deÄŸiÅŸikliklere hayatımızda yer vererek deÄŸiÅŸim yolculuÄŸuna devam etmek.
Koçluk ve Kaizen felsefesi arasında çok güzel bir baÄŸlantı var. Nedir bu baÄŸlantı derseniz "DoÄŸru sorular” bence. Yani nasıl ki koçlukta bizler danışana doÄŸru sorular sorarak kendinde olan cevapları, kiÅŸinin kendisinin keÅŸfetmesini saÄŸlıyorsak, Kaizen kitabında da kiÅŸi kendisine sorduÄŸu sorulara verdiÄŸi cevaplar ve deÄŸiÅŸim için attığı küçük adımlarla beyinde o konu için bir yol oluÅŸturur ve bu yol geniÅŸleyerek, süresi artarak daha da büyür.
Ä°nstagram hesabımdan bir kaç soru sordum takipçilere ve cevaplarını Kaizen Felsefesine göre deÄŸerlendirdim.
Sorulardan biri ÅŸu ÅŸekildeydi:
SaÄŸlıklı beslenmek için hangi küçük adımı atabilirim?
"Üç beyazdan uzak durabilirim" dedi dostlardan biri. Åžimdi bu soruyu yukarıdaki bilgiler ışığında inceleyecek olursak, üç beyaz dediÄŸimiz ÅŸey un, tuz, ÅŸekerdir deÄŸil mi? Bu üç beyazı ÅŸu anda yiyen biri olarak birden hepsini kesmek, yani kekte ÅŸeker ve un var keki yememek, çaya ÅŸeker atıyorsak atmamak, damak tadımız tuzlu yemeye alışıksa birden tuzsuz yemeye geçmek gibi bakın söylerken bile gözünüzü korkutmadı mı? Hayatında birden bu kadar köklü ve keskin bir deÄŸiÅŸiklik yapmaya hazır mısın? Benim bile zihnim konfor alanımın dışına çıkacağım için bahaneler üretmeye baÅŸladı ÅŸimdiden. O nedenle hedefi biraz daraltmalıyız. Yeni hedefimiz "yarın çayıma her zamankinden daha az ÅŸeker atmaya baÅŸlayacağım" olabilir. Bir hafta bu ÅŸekilde devam ettikten sonra ikinci adım "bu hafta çayıma hiç ÅŸeker atmayacağım" olabilir. Bu adımlar seni korkuya kapılmadan küçük ve emin adımlarla hedefe yaklaÅŸtıracaktır.
YürüyüÅŸ yapmak istiyorum ve günlük 15.000 adım atmak gibi bir hedef koyarsam ne olur? Kitapta bununla ilgili bir örnekte günlük “1 dakika” yürüme görevi veriyor doktor bir hastasına Kaizen tekniÄŸi kullanarak evet yanlış duymadınız sadece “1 dakika”. Mantık şı bugün ve birkaç gün 1 dakika yürümek için beyninde yürümek için bir yol açarsın ve yolu yavaÅŸ yavaÅŸ dakikaları arttırarak geniÅŸletirsin. 15000 adım kondüsyonunda olmadığı için seni korkutabilir ama 1 dakika yürümenin seni korkutacak herhangi bir tarafı yoktur öyle deÄŸil mi?
Bu ÅŸekilde örnekleri istediÄŸiniz kadar arttırabilirsiniz.
Yine kitapta bununla igili güzel bir bölüm var “küçük eylemler, çok az zaman ve para gerektirir ve hepsi de iradesi çok güçlü olmayanlarımızın bile kabul edebilecekleri ÅŸeylerdir. Küçük eylemler beni düÅŸünme konusunda kandırır: Hey! Bu deÄŸiÅŸiklik o kadar küçük ki hiç de zorlayıcı deÄŸil. Çok sevdiÄŸin üç ÅŸeyi birden kesmene gerek yok. baÅŸarısız ya da mutsuz olma riskinde yok.
Küçük eylemler, beynin korku dolu tepkiden baÅŸka yere odaklanarak, yeni, kalıcı alışkanlıklar geliÅŸtirmesine imkan tanır.
Kitap daha saÄŸlıklı yemek, egzersiz, para biriktirmek, daha sosyal olmak, zamanı daha verimli kullanmak gibi herkesin yaÅŸamında genel iyileÅŸtirmek istediÄŸi alanlarla ilgili Kaizen örnekleriyle ve uygulamaları ile dolu bir kitap.
Küçük sorular sorun,
Küçük düÅŸünceler üretin,
Küçük eylemlerde bulunun,
Küçük sorunlar çözün,
ve sonuçları izleyin.
İşte kısaca Kaizen felsefesi diye bitirmek istiyorum sevgiyle kalın.
Yorum yap