Fomo ve Jomo Sosyal Medya Hastalıkları

Geçtiğimiz günlerde okumaya başladığım Bahar Eriş’in Düşleyen, Düşünen, dönüşen insan kitabında okurken çok hoşuma giden bir bölümden bahsetmek istiyorum.

Fomo Ve Jomo Sosyal Medya Hastalıkları

İş yerinde bir arkadaşımızın nişan törenini konuşuyordu ortamdaki 6-7 kişi. “Şunu gördün mü bak ne giymişti?”, “bu nasıl oynadı öyle?”. Herkes konuşurken ben Fransız kalmıştım olaya. Merakla sordum sen gittin mi? Sen gittin mi? Hepsinden aldığım cevap aynıydı. Koca bir “hayır”. Peki, nasıl bu kadar oradalarmış gibi konuşuyorlardı? Çünkü, gelin sosyal medya hesabında anbean nişan töreniyle ilgili paylaşımlar yapmıştı ve arkadaşlarım bu paylaşımları izlemişlerdi. Bense özel hayatları takip etmediğim için konunun dışında kalmıştım. Belki o kadar şeyi izleyeceğime yemek yapıyor, çocuklarımla vakit geçiriyor belki de spor yapıyordum bilemiyorum. Ama ne kadar doğru bir şey yaptığımı gün geçtikçe daha iyi anlıyorum hatta bunun bir adı bile var artık. FOMO değil JOMO formatına uygun yaşıyormuşum.

Sosyal medyada başkalarının gerçek olmayan hayatlarını izlerken kendi hayatımızı kaçırıyoruz. Bu çok sık kullandığım bir cümledir. Başkalarının yaptığı yurt içi, yurt dışı geziler, yediği yemekler, buluştuğu arkadaşlar bizi mutsuzluğa sürüklemiyor mu? Sizin masa başı işinizle meşgul olmanız gerekirken birilerinin geziyor olması size mutsuzluk vererek o geziyi, içinizde bir şeyleri kaçırdığınız hissini uyandırmıyor mu? Oysa saatlerce başkalarının gerçek olmayan mutlu anlarını paylaştıkları hesapları izleyeceğimize kendimiz için bir şeyler yapsak ya. Beden sağlığımız için spor yapsak, zihin sağlığımız için kitap okusak, ruhsal sağlığımız için sanal ortamlarda arkadaşlarla görüşmek, yazışmak yerine, çıksak bir kahve içsek dostlarımızla göz göze sohbet etsek ya, bizden ilgi ve zamanımızı bekleyen çocuklarımızla zaman geçirsek ya. Bu örnekleri çoğaltın çoğaltabildiğiniz kadar.

Artık sosyal medyanın bu kadar hayatımızda var olması “sosyal medya alışkanlıkları, hastalıkları” diye bir kavramı beraberinde getiriyor. Bilimsel araştırmalara konu oluyor gelin hep birlikte bu konuyu detaylı inceleyelim.

“İnstagram, Whatsapp, Facebook ve Twitter gibi sosyal platformların bireylerin hayatına girmesi ile birlikte bazı sosyal medya kavramları ya da anlayışları tüketim bağlamında hayatın içine yerleşmiş ve yaşam şekillerimizi bile değiştirmiştir.1” diyor araştrmacılar.

İlk olarak ele alacağımız kavram: “FOMO Fear Of Mising Out- Gelişmeleri Kaçırma Korkusu”. Odaklanamadığımızdan yakınırız ama bunları etkileyen faktörlere şöyle bir dönüp bakma ihtiyacı duymayız. Odaklanamamanın asıl nedenlerinden biri şu anda bizden her “bip” sesiyle kendisiyle ilgilenmemizi bekleyen teknoloji harikaları telefonlarımız. Ne oluyor bu “bip” sesini duyan kişide? Ne yazdılar acaba? E-mail kimden geldi? Arkadaşlarım şu anda ne yapıyor? Ayşe şuraya gitmişti paylaşım yaptı mı? Bulunduğum memlekette neler oluyor, çünkü her ilde, ilçede şu anda anlık haberleri ileten sosyal medya hesapları var öyle değil mi? Evet, korkuyoruz gelişmeleri kaçırmaktan, hatta başkalarının hayatındaki bizi uzaktan yakından ilgilendirmeyen gelişmeleri bile kaçırmaktan.  

 “Başkalarından geri kalmama arzusundan kaynaklanan takıntılı durum” 2 olarak algılanıyormuş. Sosyal medya sponsorlu reklamlar aracılığıyla bizim konuştuğumuz konu ile ilgili ürün öneren, insanlarda “başkaları yapmış/almış bende yapmalıyım” mantığının hakim olmasına neden olan bir platform gibi artık günümüzde. Ve ne kadar yoğun kullanırsak bu tür konulara maruz kalma oranımız o kadar artıyor. Firmalar, markalar artık pazarlama stratejilerini sosyal medya üzerinden kurguluyor, geliştiriyor.

 

 

 

Şimdi gelelim diğer konumuza:

JOMO Joy Of Missing Out – Birşeyleri kaçırma keyfi

Pandemi döneminde daha çok gündeme gelen sosyal mesafe kavramı ve bireylerin “evde kal” çağrılarına uyması da yaşam tarzlarında ciddi değişimlere yol açmıştır. Evde kalan bireyler, bir süre sonra sosyal medya gelişmelerinden haberdar olmamaya başlamış ve hatta gelişmeleri kaçırdıkları için haz/zevk almaya başlamışlardır. Dolayısıyla JOMO kavramı da böyle düşünen kesimin peşinden gittiği bir trend olarak karşımıza çıkabilmektedir.

Araştırmacılar JoMO’yu günümüzün FoMO zihniyetine karşı bir alternatif olarak nitelendirmektedir. Bu bağlamda JoMO; bireylerin kaçırmaktan korkmamaya, iyi bir yaşama odaklanmalarının önemine ve FoMO yerine JoMO’nun uygulanmasının gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Dijital çağda gündelik yaşamımızda yer alan, üretken olmamızı engelleyen, gereksiz ve dikkat dağıtıcı özelliklere sahip birçok uyarıcının etkisinden kurtulduğumuz anda JoMO’yu yaşamaya ve keyif almaya başlarız. Bu bağlamda JoMO, dijital ortamın etkisinden kurtulmanın özgürlüğünü yaşamayı yansıtmakta ve esasen “bir şeyleri kaçırma mutluluğu” olarak da ifade edilmektedir. Bağımlılığın olumsuz etkilerinin farkına varan tüketicilerin anlayışını yansıtan JoMO, internet teknolojilerini kullanmadan geçirilen zamanı “keyif” olarak değerlendirmektedir.

Evet değerli dinleyenler, yıllardır söylemeye çalıştığım anlatmaya çalıştığım “teknolojiyi doğru kullanmalıyız”, “ ihtiyacımız olduğu yerde ihtiyacımız olduğu kadar”, “teknolojiyi üretmek için değerlendirelim”, “çocuklarımıza teknolojiyi doğru kullanmayı öğretelim” derken tam da bunlardan bahsediyordum işte.

Şimdi başka hayatları izlemeyi bırakma zamanı. Şimdi sosyal medyaya ayırdığınız zamanı, kendinize, gelişiminize değer katacak, fiziksel olarak ruhsal olarak sizi gerçekten beslediğine inandığınız, yaşamdan daha çok tatmin olacağınız aktivite ve etkinliklere ayırma zamanı.

Bugün şunu sorun kendinize;

Ben bugün sosyal medya da neler yaptım?

Faydalı, beni geliştirecek, bir şeyler öğrenebileceğim içerikler mi izledim? Yoksa motivasyonumu düşürücü bana bir katkısı olmayan içerikler mi?

Başkalarının hayatını mı izledim?

Yanıtları sizde.

Podcasti hazırlarken faydalandığım kaynakları açıklama bölümüne ekliyorum.

Sosyal medyaya mesafeli kalacağınız günler diliyorum.

Sevgiyle kalın dostlar.

Kaynaklar:

  1. H. Aydın, “Fomo, Yolo Ve Jomo Sosyal Medya Hastalıklarının Tüketim Bağlamında Değerlendirilmesi Üzerine Literatür Taraması” Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi- 2022
  2. Dr. Bahar Eriş Düşleyen, Düşünen, Dönüşen İnsan

 

https://open.spotify.com/show/3P9mjnHaUgdy5XkPJZGWQM

https://podcasters.spotify.com/pod/show/annerehberi

 

Yazar Hakkında

/images/manolya-1.png

Manolya GÜMÜŞAY

Profesyonel Koç - Yönetici

annerehberi.com.tr yazarı

Yazarın tüm makaleleri

Yorum yap