Bir Tuğla Da Sen Çıkar!!!

O bir tuğla da sen koy olmayacak mıydı? Olmayacaktı. :)

Neyse bu sayfayı takip ediyor ve bu yazıyı okuyorsanız; çocuğu için arayan, araştıran çocuğuna verimli olmak isteyen bir annesiniz belki de bir baba…

Çocuğuna verimli olmak…

Önce kendi benliğimize girelim mi? Benim bir mottom var, hani her an, her zaman, her yerde söylediğim: MUTLU ANNE-BABA=MUTLU ÇOCUK…

Çocuğu dünyaya getirdiğin an sadece ebeveyn değil bir aynasın artık ona. Aynaya baktığında kendinden başka bir şey görebiliyor musun? Peki, neden çocuğundan senin yaptığın bir şeyi yapmasını istemiyorsun? Televizyon izlemek zararlı çocuğum diyen kaç kadın dizi ve gündüz kuşaklarının bağımlısı, sigara içmek feci hastalıklara yol açıyor diyen baba, fosur fosur tüttürmüyor mu dumanı gözü önünde çocuğun.

Televizyon, sigara gibi bir bağımlılık daha eklendi hayatımıza sıklıkla kullandığım, kullandığımız “SOSYAL MEDYA”. Güzel anılarımızla dolu fotoğraf arşivinden oluşan.

Ben ağlarken, eşimle tartışırken, çocuğuma sinirlenmişken, biriyle sorun yaşarken ya da acı çekerken hiç fotoğraf çekilmedim mesela. Siz çekildiniz mi? Çekilip paylaştınız mı?

Sosyal medyada gezinti yaparken; “Of bu kız hiç oturmuyor, bu çocukta bu parayı nerden buluyor, bu kadın bu kadar geziyor çocuklar açlıktan ölmesin, yok şunlar yine bir mekanda, ay bunlarda çocuklarına ne yapacaklarını şaşırdı, yok artık arabasını mı değiştirmiş, o işi o aklıyla nerden bulmuş, bu kim ki o evde oturuyor, hep bir eğlencedeler, insanların da hiç derdi tasası yok dünyanın kahrını çeken bir ben miyim ?” Dünyanın kahrını çeken bir sen değilsin ama bu kafayla gidersen daha çok çile çekersin  değerli sosyal medya arkadaşım.

Adam son model arabayla geziyor diye ona çok mu güzel hayat? Evi güzel, kalbi ve hayatı çirkin kaç insan var o sosyal medyada özenilmeyecek. Ya da evet, hem sosyal medyada hem gerçek hayatta mutlu insanlar. Bu seni neden mutsuz eder ki? Ya da sen neden mutsuzsun bir düşünmeyi denesene. Bir de sahip olduklarını… Mesela elimde şarap kadehimle kocaman ağzımdaki gülücüğü gösterirken sen beni hep rahat bir hayat sürüyor sanırsın ama bilemezsin ki o eller iki saat önce domestosla lavabo ovmaktan yara bere olmuş, kimyasal kokudan yanına yaklaşılmıyor J. Ya da eşimle müzik dinlerken paylaştığım  videodan bir saat önce, belki birbirimize girdik, belki çok kırıldım bir şeyleri yoluna koyana kadar canım çıktı Allahallaa :) . Sarı kafamın kıkırdamalarını paylaşmadan önce çok büyük bir sıkıntı yaşadım belki.

Sipiritüellikte tavan yapmışım ben. Mutluluğu yaratmayı bildiğim için mutluyum kendi adıma. Çok yorulduğum yerde ruhumu beslemeyi bilirim. Maddi olması şart mı? Bir yürüyüş iyi gelir mesela açık havada, gökyüzü huzur verir bana, ağacın dallarındaki yaprak ve çiçekleri hiç saymayayım (sonuçta peyzaj mimarıyım :) ). “Hayat zor” ları yapıştırmam üzerime, hiç uğraşamam acıların kadını rolüyle. Ruhum eserekli benim, yaşayamam karanlık kabuklarda. Boş vakitler boş yaşatır beni de seni de. Size de tavsiyem sosyal medyada derinlemesine insanları yorumlayacak o güzel vakitlerinizi üretmeye, öğrenmeye ayırırsanız, nasıl mutlu insanlar olacaksınız bir bilseniz. Çoğu olumsuzluğu atacaksınız heybeye, heybeyi de uçuruma. Ben kendimde baya boş vakit görünce tekrar üniversite okumaya karar verdim. Sen de neler yapabilirsin kim bilir. Bir düşünsene. (Annerehberinet in ne güzel aktiviteleri var mesela benden tüyo size :) )

Bir yerden başlamalı. Pink Floyd şarkısının birinde “Tamamı duvarın içinde bir tuğla. Sen de bütünün parçası ve duvarın içinde sadece bir tuğlasın” diyor. Ben o duvara SOSYAL MEDYAYI YANLIŞ ANLAYAN ZİHİN diyorum. Ve o duvar çocuklarımızın önünde bir engel, ışığı görebilmelerini, ışık vermelerini engelleyen. Eğer tuğlalar bir bir kalkarsa nasıl güzel çocuklar yetiştirmiş oluruz. Deneyelim mi? O zaman hadi "BİR TUĞLA DA SEN ÇIKAR" :)

Peyzaj Mimarı/ Anne

Bahar Doğan Kocasaraç

Yorum yap