29 Ekim 1938
29 Ekim 1938 tarihte önemli bir gün. Atatürk Cumhuriyetin 15. Yılında Dolmabahçe sarayında.
Bütün arzusu Ankara'ya gitmek, Cumhuriyet'in on beÅŸinci yıl dönümü töreninde bulunmak, Ordusu ve milleti ile son defa karşılaÅŸmaktı. Hatta stadyum merdivenlerini çıkmaktan kurtulması için acele olarak bir asansör de yaptırılmıştı.
O durumda iken bile dil çalışmalarını yakından takip ediyor, yılbaşı nutkunun hazırlanması iÅŸine yardım ediyordu: “Büyük komutaya, ÅŸimdiye kadar olduÄŸu gibi, bütün iÅŸlerinde baÅŸarılar dilerim ” cümlesi Meclis’ e devlet reisi sıfatı ile son sözü olmuÅŸtur.
Ankara'ya gitmekten ümit kesince dudaklarını bükerek:
- Bu zayıf halimle Ankara' ya gitmekte bir fayda görmüyorum. Gidersem hiç kimsenin yardımı olmadan hiç olmazsa otomobile kadar yürüyebilmeli, arkadaÅŸlarımla selamlaÅŸabilmeliyim, bunları yapamayacağımı anlıyorum demiÅŸti.
Cumhuriyet Bayramı gecesi, BoÄŸaziçi vapurlarından birini tutan gençler, Dolmabahçe Sarayı'nın rıhtımına yaklaÅŸmışlar, haykırışıyorlardı. Atatürk kesik kesik konuÅŸarak pencereye gitmek istediÄŸini anlattı. Kollarına girdiler. Pencere kenarındaki koltuÄŸa oturdu. Vapurda bir kıyamettir koptu. Gençler hep bir ağızdan “DaÄŸ başını duman almış - GümüÅŸ Dere Durmaz Akar”, türküsünü söylüyorlardı. Atatürk mırıldandı:
- Bu bayramlar ve yarınlar sizindir, güle güle… dedi ve gözyaÅŸları ile yatağına döndü.
#FalihRıfkıAtay #kitap #Çankaya
Yorum yap