1 Milyon Kitap Projesi Nedir?

Bir gün 1 milyon kitap projesini gördüm @selcuksirin hocamızın başlattığı. Evet, yapılması gereken buydu gönülden kopan, konunun önemini anlatabilecek bir proje ve Selçuk Hoca bunu yapmıştı. Şimdi bize ne düşüyor bu projeyi mümkün oldukça fazla kişiye duyurmak ve ses getirmesini sağlamak. Her ebeveyn adayının, ebeveynin, özellikle çocukla en fazla zaman geçiren annenin, belki bakıcının, dedenin ninenin konunun önemini anlaması.

Bakın Selçuk Şirin ne diyor projeyi anlattığı yazısında?

Okulöncesi dönemde zeka demek, kelime hazinesi demektir!

Beyin gelişiminin %90’ı ilk 3 yılda tamamlanıyor. Aynı şekilde, ruh sağlığının temeli olan anne – baba ile çocuk arasındaki güvene dayalı bağ da bu dönemde inşa ediliyor. Çocuk gelişimine dair bildiğimiz her şey, bu dönemde çocuklara yapılan yatırımın geri dönüşü en yüksek yatırım olduğunu söylüyor. Yatırım derken kastedilen çocukla kaliteli zaman geçirmek, bunu da kitaplar üzerinden yapmak. Zira okulöncesi dönemde zeka demek kelime hazinesi demek. O nedenle her bebeğe doğduğu andan itibaren kitap okumak çocukların zihinsel gelişimi için ana sütü kadar elzem bir ihtiyaç. Peki, biz bu ihtiyacı karşılayabiliyor muyuz? Bu sorunun yanıtı evet olsaydı, böyle bir projeye ihtiyaç kalmazdı.

Türkiye’de kitapla ilk defa okulda tanışan milyonlarca çocuk var!

Geçen yıl ülkemizde dünyaya gelen yaklaşık 1.3 milyon bebeğin sadece 300 bin kadarının evinde bebek kitabı ve onlarla kitap okumaya hazır ebeveynler var. Geriye kalan 1 milyon çocuk, kitapla ancak okula başladığı zaman tanışacak! İşte bu iki grup arasında doğdukları gün açılmaya başlayan kelime haznesi makası, onlar 6 yaşına geldiklerinde ciddi bir farka dönüşecek ve bu fark çocuklarımızı tüm eğitim hayatları boyunca değişmez bir kader olarak takip edecek. O nedenle yapılması gereken, çocukların okula başlamasını beklemeden, her çocuğa doğduğu gün bir kitaplık kurmak ve her anne babaya okulöncesi dönemde kitap okumanın kıymetini anlatmak. 1 Milyon Kitap projesi işte bu amaçla yola çıkıyor.

İstiyorum ki, varlıklı bir ailede dünyaya gelen çocukla yoksul bir ailede dünyaya gelen çocuk arasında daha okula başladıkları ilk gün derin bir uçurum olmasın. İstiyorum ki köy, kent veya mahalle ayrımı olmadan, Türkiye’de doğan her çocuk eşit öğrenme fırsatına sahip olsun. İstiyorum ki coğrafya kader olmasın!

 “Türkiye’de kitapla ilk defa okulda tanışan milyonlarca çocuk var!”, “bütün çocuklar doğumdan itibaren tanışmalı kitapla” diyoruz ama öyle değil. Bir proje toplantısında 4 yaşında çocuğu olan bir arkadaşımla sohbet ederken “4 yaşında daha kitaptan ne anlayacak ki?” sorusu üzerine biraz üzülen ben, istemsizce şöyle bir yanıt vermiştim “nasıl yani, kitapla 1. Sınıfa geldiğinde mi tanıştırmayı düşünüyorsun peki?”.

Evet,  Selçuk Hoca ne kadar da haklıydı doğru bir tespit yapmıştı, 4 yaşına gelmiş çocuğun kitaptan bir şey anlamayacağını düşünen bir baba vardı karşımızda, ya da imkanı olmadığı için çocuğunu kitapla tanıştıramayan ebeveyneler, 2019 yılında bilgi çağında, bu toplumsal bir sorundu aslında ve önemli olan bu soruna nasıl çözüm üretmemiz gerektiğiydi. İşte Selçuk Şirin bunu yaptı. Bir çözüm buldu, bebeklikten itibaren her eve kitap ulaşsın diye 1 Milyon Kitap projesini Başlattı. Projenin arkasında ciddi bir gönüllü ordusu var. Bende inandığım değerleri, konuları çevresindeki insanlara anlatmayı hedef edinen bir anne olarak bu projeye gönülden inandığımı ve desteklediğimi belirtmek istiyorum.

Projeye destek vermek için kitap satın aldığınızda bir kitap seti size bir kitap seti ise ihtiyacı olan bir aileye gidiyor. Detaylarına ve alışveriş yapmak için https://1milyonkitap.com/ proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Umarım proje hedefine ulaşır daha güzel bir gelecekte inşaa edebilmek umuduyla, sevgi ve kitapla kalın diyorum.