Senede bir gün dükkanı
Merhaba Annerehberi Okuyucuları,
Yeni yıla az bir zaman kalmışken sizlere senede bir gün kutlanan yılbaşı gibi yılda bir kez alışveriş yapılan “Senede Bir Gün Dükkânı” kitabından bahsetmek istedim. Her zaman söylüyorum çocuk kitapları bazen bir çocuk kitabından daha fazlası oluyor ve biz yetişkinlerinde okuyup unuttuklarımızı hatırlatması açısından önem taşıyor.
“Senede Bir Gün Dükkânı” kitabının yazarı çok sevdiğim çocuk kitabı yazarlarından biri olan Özge Bahar Sunar, Çizeri Eren Caner Polat ve bizlere ulaşmasını sağlayan yayınevi Masalperest Yayınevi.
Kitapla ilk karşılaşmamız Özge Hanım’ın yazdığı “Bisiklet Ustası” kitabıyla tanışıp, beğenmemizin ardından yazarın tüm eserlerini almak istememiz ve internetteki araştırmalarımızla olmuştu.
Her kitabında farklı bir sürü konuya değinen yazarımız “Senede Bir Gün Dükkânı” kitabında her gün açık olan, gezilebilen, istenilen soruların sorulup istenilen şeylerin denenebildiği bir dükkândan yalnızca bir gün alışveriş yapılabilmesini konu alıyor. “Nasıl yani mümkün olabilir mi böyle bir şey?” dediğinizi duyar gibiyim. Evet çocuk kitaplarında bu mümkün. Aslında tüketim çılgınlığını konu alan kitabımızda senede bir gün alışveriş yapılabilen bu dükkân sadece bir metafor. Peki gerçek hayatta bunu nasıl yapacağız derseniz işte orası da tam olarak bize bağlı.
Yeni yıla girmeden bu konuya özellikle değinmek istememin sebebi yeni başlangıçlarda insanların kendilerince yeni kararlar alması, bazı zamanlar bu kararları yapabilmesi bazı zamanlar ise yapamamış olması. Ne şekilde olursa olsun konuya dair belleğinde bir iz kalması. Belki sizlerde 2022 yılında yapılacaklar listenize “gönüllü sadelik” olarak nitelendirdiğim “alabilme gücün olsa da alma ve düşün gerçekten ihtiyacın var ise al” politikasını izlemeyi kendinize felsefe edinirsiniz. Bunu yaparken elindekini kullanmayı, kullanım ömrü artık sana hitap etmeyen bir parçayı farklı amaçla kullanabilir miyim? kısmını düşünmeyi kendimize alışkanlıkta edinebiliriz.
“Senede Bir Gün Dükkânı” kitabı da kahramanımız Ateş’e tam olarak bunu gösteriyor. Ateş ve ailesinin yalnızca bir gün açık olan bu dükkândan ihtiyaçları olan her şeyi alabildiklerini söylüyor. Fakat hayatlarına giren yeni komşu çocuğunun sahip olduğu bir sürü oyuncak Ateş’in kafasını karıştırıyor ve işler biraz sarpa sarıyor. Bu noktada ailesi Ateş’e karşı didaktik olmuyor ama çizdikleri sınırla kendi kararını uygulaması ve yaşayarak öğrenmesi için yol gösterici oluyorlar. İstediği her şeyi istediği zaman alabileceğini, yalnız bunu kendi harçlıkları ile yapabileceğini ve harçlığı biterse başka harçlık hakkı olmayacağı sınırını belirterek Ateş’in kararına saygı duyuyorlar. Asıl macerada burada başlıyor ama o kısım ile ilgili spoiler veremeyeceğim. Kitabı alıp kendinizin okurken o heyecanı yaşamanızı ve kendi yorumunuzu çıkarmanızı tercih ederim.
Kitap aynı zamanda o bekleme süresi ile çocuğa bence sabrı öğretiyor. Zaman kavramı erken çocukluk döneminde çocuklarda zor anlaşılan bir kavram olup kitaptaki dükkânın alışveriş zamanını beklemek çocuğun belleğinde zaman ile ilişkilendirilebilir ve bir şekilde sabır etmeyi öğrenir.
Hayatımızdan kareler görmek, içimizden cümleler duymak, kafanda canlanan sahnenin görsellerle karşılık bulması anlamında kitap harika bir kurgu ile düzenlenmiş. Kütüphanenizde bulundurup okumanızı ve Ateş’i çocuğunuzla tanıştırmanızı tavsiye ederim.
Umudunuzun tükenmediği, öğrenmeye ve okumaya her zaman müsait olan bireyler olup, çocuklarımıza bu şekilde ilham olmamız ümidiyle.
Yeni yılımız kutlu olsun.
Sevgilerimle…
IŞIK SARAÇ
30.12.2021
Yorum yap