BÜTÜN ANNE VE BABALARA SESLENİYORUM

Sabahın erken saatlerinde okuduğum çok güzel ve anlamlı bir yazıya bloğumda yer vermek istedim. Hem de web sayfamda Eğitim başlığı altında Müzik ve Sanat Merkezlerini sizlerin yakından tanımasını istediğim şu günlerde, çok anlamlı olacağını düşündüm. Keyifli okumalar.

BÜTÜN ANNELERE VE BABALARA SESLENİYORUM

Müzik matematiktir. Çocuğunuzun matematiği sevmesi için müzik eğitimi alması gerektiğini kabul etmek zorundasınız.

Ama hangi müzik? İşte bu konuda yine matematik devreye girer.

Müzik dinlemek veya müzik eğitimi zahmetli ve uzun bir uğraştır. Tıpkı matematiği sevmek gibi, müziği sevmek için de çaba gerekir. Kurallar birbirine benzer. Matematik nasıl soyut bir sistemler manzumesiyse, müzik de aynı şekilde soyut bir manzumeler dizisidir. Ancak kendi içinde şaşmaz kuralları vardır. Bir notanın arkasından aklınıza gelen başka bir nota asla gelmez.

Bir müzisyenin kafası da tıpkı matematikçinin kafası gibi çalışır: Özellikle orkestra şefleri için bu daha da belirgindir. Kulakları gelen sesleri ses değil de “nota” olarak algılamaya başladığı andan itibaren, şefliğe önemli ölçüde adım atmışlar demektir.

Bu aslında artık “yüksek matematik” gibi bir şeydir. Burada esnafın kullandığı “aritmetik” ile matematiği asla karıştırmamak gerek.

Bütün son dönemde yaşanan tartışmalar işte bu “aritmetik” ile “matematik” arasında geçen tartışmadır.

Aritmetik kolaydır. Bir bakkala girersiniz veya bir dolmuşa binersiniz. Avucunuza arka sıralardaki yolcuların da paraları olmak üzere bir avuç parayı şoföre uzatırsınız. Siz daha hesaplamaya başlamadan, şoför size para üstünü her kişi için ayrı ayrı uzatmaya başlar.

Aritmetiğin sonsuza ihtiyacı asla olmaz, çünkü bir yaratıcılık kullanmaz ve yalnızca hesap işiyle ilgilidir.

Ülkemizde müzik eğitimine büyük önem veren Mustafa Kemal, cumhuriyetin ilk yıllarında bu işin en büyük ustaları kabul edilen Yahudi asıllı Almanlara bu nedenle görev vermiştir. Onların açtığı yoldan dünya çapında bir çok müzisyen yetişmiştir.

Ama yıllara bağlı olarak gelişen piyasa müziği, gerek halk müziğini gerekse çok sesli müziği hep geri plana itmiş, çocuklarımızın da müziğe ve matematiğe olan ilgileri körelmiştir.

Cahit Arf gibi bir matematik dehası yetiştiren bu toplum, matematiğin “korku” haline dönüşmesine neden olmuştur.

Bütün ana ve babalara, bütün ebeveyn olanlara sesleniyorum: Çocuklarınıza mutlaka müzik eğitimi almaları olanağı tanıyın. Bakın ondan sonra karnelerinde matematik notunu hiç merak edecek misiniz?

Matematiği sevmenin birinci koşulu aritmetikten kurtulmaktır.

Müziği sevmenin de koşulu iyi bir eğitimden geçmektir.

Çarpım tablosunu ezberleyen çocuğunuzun matematiği öğrendiğini sanmayın sakın.

GÜRER AYKAL

 

Yorum yap