ailede akış

Tatiller ve geziler ailece kaliteli zaman geçirmenin akışta olmanın en önemli araçlarından. Doğduklarından itibaren tüm tatil ve gezilerimizin başkahramanlarıdır çocuklarımız. Sadece ben çocuklarımın özel hayatına duyduğum saygıdan görsellerini yayınlamıyorum. Yayında sadece bizi görenler de “çocukları götürmediniz mi?” diye soruyor tabi ki haklı olarak.

Genellikle otele girip 4-5 gün konaklamalı tatiller tercih edilirken biz eşimle hep farklı şehirler görmeyi, farklı yerler gezmeyi tercih ettik. Genellikle 2 gün 2 gün konaklayabileceğimiz 10 günlük tatiller gibi düşünebilirsiniz. Bu tür geziler çocukla yorucu olduğundan ebeveynler, arkadaşlarım hep sorarlar “sürekli otel değiştirerek gezmek yorucu olmuyor mu? Hem de arabayla”.

Küçükken daha zordu elbette (şu an 17 ve 15 yaş) ama onlara başka türlü nasıl gezmenin muhteşem dünyasını, farklı coğrafyalar görmenin güzelliğini anlatabilirim? Yaşatmadan nasıl alışkanlık kazandırabilirim? Başka çocuklar araç yolculuğuna 2-3 saat dayanamayıp hep uçağı tercih ederlerken benim çocuklarım saatlerce araba yolculuğu yapabilirler. Hatta bazı zamanlarda “baba uzun yol mu yapsak?” sorusunu sorabilirler. Tatil bizim için otele girip otelden hiç çıkmamak değildir. Çok nadir uyguladığımız bir sistemdir bu. Tercihi bu yönde olanlara saygım sonsuz. Ama biz öyle yapmadık, çocuklarımızı öyle alıştırmadık. Bir de nasıl alıştırırsanız öyle gidiyor. 17 yıllık bir anne olarak tecrübeyle sabit.

Alışkanlık konusuna gelince, çocukların emniyet kemeri takıp takmamasını alışkanlık ve ebeveyn davranışlarına örnek olarak verebilirim. Kemerini takmayan çocuk gördüğümde annelere çocuklarının neden kemer takmadığını sorarım. “takmıyorlar, sıkılıyorlarmış”. Üzgünüm sevgili ebeveyn ama “siz kararlı olmadığınızdan, “siz kurallara uymasının neden gerekli olduğunu” anlatmadığınızdan, böyle bir alışkanlık edinmemişler. “Kural varsa sinir yok” diye bir kitabı bile var saniye Bencik Kangal’ın. Kurallar önce sinir bozsa da bir süre kararlı bir şekilde uygulandıktan sonra alışkanlığa dönüşüyor. Benim çocuklarımın yol ve yolculuk alışkanlıkları da buna benziyor.

Yani benim çocuk “arabayla seyahat etmeyi sevmiyor” cümlesi bana ailenin kendisinin de araba yolculuğu sevmediği ve yapmadığı izlenimini oluşturuyor. Nasıl alıştırırsanız öyle gider sevgili ebeveynler. Bazı konularda çocuğa suç atmayı bırakalım artık ne dersiniz?

Prof. Dr. Mihaly Csikszentmihalyi’ nin Akış kitabını okurken “ailede akış” başlığı çok ilgimi çekmişti. “Akış hali odaklanma ve dikkat gerektirir. Kişisel hedefler aile olunduğunda ortak hedeflere dönüşmeli. Yani dikkatin yeniden yapılandırılan zorlaşan hedefe yönlendirilmesi gerekiyor.” Çocuklarımız büyüdükçe hedeflerimiz, onlarla birlikte zaman geçirirken yaptığımız aktivite ve etkinlikler değişiyor farklılaşıyor.

Ailede akışta yaşa ve ihtiyaca göre şekilleniyor. Araba ile gezilerle başlayan yurt içi geziler çocuklar büyüdükçe maddi imkanımız el verdiği ölçüde yurt dışı gezilere dönüştü zamanla. O nedenle güzel bir akış halidir  yol, yolculuk, tatil, gezmek, yeni yerler keşfetmek.

Çünkü biliyorum ki birlikte yaptığımız kilometrelerce yol, günde birlikte artığımız on binlerce adım, gördüğümüz güzellikler, yediğimiz yemekler, ettiğimiz sohbetler kalacak anılarımızda.

 

Yorum yap